15 Kasım 2012 Perşembe

REHBERLERİM


BU SATIRLAR YETTİ BANA (Bilmek ve öğrenmek içinde, den sonra)

When the power of love overcomes the love of power the world will know peace.
"Sevginin gücü, güce olan sevgiyi yendiğinde, dünya barışı tanıyacak!"
Hintli bir şair - Jimi Hendrix

''Daha iyi bir dünya istiyorsak sokaklarda savaşmakla kalmayıp içimizde ve aklımızda da savaşmalıyız..''
Charles Bukowski

‘’ Doğrulara ulaşıp susmak, geleceğe yapılmış en büyük haksızlıktır.’’
Zata

''Seni diğerlerinden farksız yapmaya bütün gücüyle gece gündüz çalışan bir dünyada, kendin olarak kalabilmek,dünyanın en zor savaşını vermek demektir. Bu savaş bir başladımı, artık hiç bitmez!''
E.E Cummings

''Haklı olma ihtiyacı sıradan insanlara özgüdür.''
Albert Camus

''Tabuların sorgulamaya cesaret edemediklerindir, sorgulamazsan geçmiş geleceğine yön verir..''
Zata

'Düşüncemin kılığını değiştirmektense, susmak, benim için daha kolay olacak..''
Aykırı Düşünceler - Denis Diderot

Fırtına Kuşunun Ruhu
Yeryüzü’nün dört köşesine uçar
ve insanları geri getirir
yaşamın doğal yoluna,
bir zamanlar tüm’ insanlığın olan
“Eski Yol”dan.
Wa’Na’Nee’Che’

http://www.spiritualizm.com/kitap/kitaplikkizilderili1.html

Yaşamda birçok çember vardır. Bir çemberi tamamlayıp diğerine doğru, her zaman merkeze, enerjinin kaynağına, yaşamın anlamına doğru yaklaşarak hareket etmeye hazırlanmalıyız. Bu ilk çemberle, yolunuzu yani kendinizi bulmak üzere ilk adımı atacaksınız. Unutmayın, sadece bu ilk çembere bağlanıp kalmak yok. Eğer öyle yaparsanız, sonsuza dek onun çevresinde dönersiniz. Bir çemberin bilgisini öğrenin ve diğerine doğru gidin. Bir gün bakacaksınız ki, merkezdesiniz ve yaşamın gizi size açılmış. WA'NA'NEE'CHE'

'' İnsan uyuz olunca ne yapar? Yıkanır, banyoya girer, çıkınca temiz elbise giyer, böylece hastalıktan kurtulur değil mi? Hastalık vücutta değil de kalpte ise
de o zaman deriyi çıkarmalıdır. Kanayacakmış, zararı yok..Kanasın! Çıkarmalı, güzelce yıkanmalı, sonra temiz temiz giymeli..burası da böyle değil mi? peki ya insan içini nasıl temizlemeli ha?''
Maksim Gorki - Ana

" Nihayet insanlık da öldü. Haber aldığımıza göre, uzun zamandır amansız bir hastalıkla pençeleşen insanlık, dün hayata gözlerini yummuştur. Bazı arkadaşlarımı
z önce bu habere inanmak istememişler ve uzun süre, 'Yahu insanlık öldü mü..?' diye mırıldanmaktan kendilerini alamamışlardır. Bu nedenle gazetelerinde, 'İnsanlı...k öldü mü?' ya da 'İnsanlık ölür mü?' biçiminde büyük başlıklar yayımlamakla yetinmişlerdir. Fakat acı haber kısa zamanda yayılmış ve gazetelere telefonlar, telgraflar yağmıştır ; Herkes insanlığın son durumunu öğrenmek istemiştir. Bazıları bu haberi bir kelime oyunu sanmışlarsa da, yapılan araştırmalar bu acı gerçeğin doğru olduğunu göstermiştir. Evet, insanlık artık aramızda yok... "

Oğuz Atay / Tehlikeli Oyunlar

İlkelerine bir kez olsun ihanet eden insan, hayat ile olan saf ilişkisini yitirir. Bir insanın kendine karşı hile yapması, onun, filminden, hayatından, her şeyinden vazgeçmesi demektir. Andrei Tarkovski
Ustaya derin saygıyla;
O filmde (Stalker ne vardı bilmiyorum ama bana ne yaptığını hissediyorum ve bu ak büyü)

Zeno, devinen ya da devinmeyen nesneler konusunda sıkıştırılınca;
“Evet, havada uçmakta olan ok devinimsizdir”diye yanıtlamış.

Kişi, aydınlık figürler imgeleyerek değil, karanlığın bilincine vararak aydınlanabilr. Ancak bahsi geçen ikinci yöntem tatsızdır ve bu nedenle tercih edilmez.
Jung

Gerçek gerçektir. Sen birinin canını acıtırsan, kendi canını acıtırsın. Birine yardım edersen, kendine yardım edersin. Kan ve kemik bütün insanlarda bulunur. Farklı olan yürek ve niyettir..
Bir Çift Yürek - Marlo Morgan

Enerji düşünceyi izler; biz hayal edebildiğimiz şeye doğru ilerleriz, onun ötesine değil.
Varsaydigimiz, bekledigimiz ya da inandığımız şey deneyimimizi yaratır ve renklendirir. Beklentilerimizi değistirerek, hayatın her alanındaki deneyimimizi değiştirebilriz.
-Dan Millman -

"Kaybetme cesareti olmayanın, gerçeği söyleme kapasitesi yoktur". Jerry Brown

Aşağısının uçurum olduğunu fark ettiği anda düşecek olan, ama şimdilik havada asılı durmuş, koştuğunu sanan bir çizgi film kahramanı gibiydim.
Camus, Albert

Zararsız olmak, bir varlığa zarar vermeye ihtiyaç duymayacak kadar güçlü olmak anlamına gelir.
Gary ZUKAV

İnsanı ayakta tutan iskelet ve kas sistemi değil, prensipleri ve inançlarıdır.
Albert Einstein

Önce seni görmezden gelirler , sonra alay ederler , sonra seninle savaşırlar, sonra sen kazanırsın...! ! ! Mahatma Gandhi

''Bazı insanlar kendi güneş sistemlerinde yaşarlar; onları orada ziyaret etmek gerekir.''
NIETZCHE

Çevremizi o kadar çok değiştirdik ki şimdi bu çevreye uyabilmek için kendimizi de değiştirmemiz gerekiyor!
N. Wiener

Kendi dünyanın dışında gezinmeden doğrulara ulşamazsın. ZATA

Dayanamayacağın bir noktaya geldiğinde, sakın vazgeçme!
Çünkü orası gidişatın değişeceği yerdir...
Mevlana

Ne zaman nereye gitmedimse,
Hiç kimseyi de incitmedimse,
Konular birikti kendiliğinden;
Ben ne kadar biriktirmedimse.
Özdemir ASAF

Kızılderili kabile reisine bütün beyazlara neden deli gözüyle baktığını sordum ...
Kafalarıyla düşündüklerini söylüyorlar! diye cevapladı ...
Tabiki öyle yapacaklar ...!
Dedim şaşırarak ...
Siz neyle düşünürsünüz ...?
Kalbini göstererek Burasıyla ...!
Dedi ...
Uzun bir süre susup düşündüm ...
Hayatımda ilk defa biri bana gerçek beyaz adamın resmini çizmişti ...
Carl Gustav Jung


Kapı yalnızca çalana açılır...
Kapıyı çalın, içeriden cevap bekleyin. Bu kapıda dışarıdan açabileceğiniz bir tokmak veya anahtar yoktur. Yüksektir, ihtişamlıdır
, ağırdır, dardır, Hakikatı, Kalbi, Gönülü temsil eder ve ancak içeriden açılır........Size düşenleri yaptıysanız…Kapı size açılacaktır....
Yazar ismi yoktu aranabilir,

İşte bir yol ki hep çakıl ve diken
Geçeceksin yarın bu yoldan sen...
Çalı dişler taş ağırtır yırtar
Çırpınır her dikende parçan...

Koşan elbet varırdüşen kalkar
Kara taştan su damla damla akar

Tevfik Fikret olması muhtemel

-------------

"İnsanoğlu, evren denilen bütünün bir parçasıdır.
Uzay ve zamanla sınırlanmış bir parçanın.
Kişiliğini, düşüncelerini, duygularını,
geri kalandan ayrıymış gibi
algılar.
Orada söz konusu olan, bilincini etkileyen
bir çeşit optik yanılsamadır.
Bizim için, bu yanılsama,
bize yakın bazı kişilere karşı olan sevgimiz kadar,
kişisel arzularımızı da sınırlayan
bir hapis gibidir.
Görevimiz, bütün canlıları ve tüm güzelliğiyle doğayı içine alacak kadar, merhamet çemberimizi genişleterek
bu hapisten kurtulmak olmalıdır.
Kimse bu noktaya tam olarak gelemeyebilir ama,
böyle bir amacın peşinden koşmak,
içinde yine de, kısmen bir özgürlük
ve temelde iç huzuru barındırır."

EINSTEIN

Başarılı olmaya değil, değerli olmaya çalışın..

1.Merakınızın peşinden gidin..
2.Azim paha biçilemez..
3.Bugüne Odaklanın..
4.Hayal gücü güç verir..
...5.Hata yapın.....
6.Anı Yaşayın..
7.Başarılı olmaya değil, değerli olmaya çalışın..
8.Farklı sonuçlar beklemeyin..
9.Bilgi deneyimden gelir..
10.Kuralları öğrenin ve daha iyi oynayın

EINSTEIN


"Karanlık
olmadan aydınlık gün ışığında bir kandil taşımak gibi olacaktı.
Bilgeliğin avantajı karanlıktan gelir. Karanlık olmasaydı ışık fark
edilemeyecekti ve bir yarar sağlamayacaktı.Tanrı bir şeyi diğerinin
zıttı yaptı” Bir Destandan Alıntı

" Hayatı yaşamanın iki yolu vardır: Biri HİÇBİRŞEYin mucize olmadığını düşünmek, diğeri, HERŞEYin bir mucize olduğunu düşünmek..." EINSTEIN


Buğdayın Türküsü

Halkım ben, parmakla sayılmayan
Sesimde pırıl pırıl bir güç var
Karanlıkta boy atmaya
Sessizliği aşmaya yarayan

Ölü, yiğit, gölge ve buz, ne varsa
Tohuma dururlar yeniden
Ve halk, toprağa gömülü
Tohuma durur bir yerde
Buğday nasıl filizini sürer de
Çıkarsa toprağın üstüne
Güzelim kızıl elleriyle
Sessizliği burgu gibi deler de

Biz halkız, yeniden doğarız ölümlerde.


Pablo Neruda

---------------

Ağır ağır ölür
alışkanlığının kölesi olanlar,
her gün aynı yoldan yürüyenler,
işlerinde ve sevdalarında mutsuz olup da bu durumu tersine çevirmeyenler,
hayatlarında bir kez bile mantıklı bir öğüde aldırış etmeyenler.

yolculuğa çıkmayanlar.

Bilmedikleri şeyler hakkında soru sormayanlar, bildikleri şeyler hakkındaki soruları yanıtlamayanlar.

ateşli bir sabır ulaştırır bizi mutluluğun kapısına.

Pablo Neruda

------------------

'' Hep denedin, hep yenildin. Olsun. Gene dene, gene yenil. Daha iyi yenil... '' Samuel Beckett

------------------------------

Fikirlerine ortak bulmak için değil, gerçeği bulmak için oku...
Alexander Soljenitsin

---------------------------

Başka Türlü Bir Şey

Başka türlü bir şey benim istediğim
ne ağaca benzer, ne de buluta
burası gibi değil gideceğim memleket
denizi ayrı deniz,
havası ayrı hava..
Bir başka yolculuk dalından düşmek yere
yaşadığından uzun
bir tatlı yolculuk dalından inmek yere
ağacın yüksekliğince
dalın yüksekliğince rüzgarda
ve bir yeni ömür
vardığın çimen yeşilliğince
nerde gördüklerim
nerde o beklediğim
rengi başka
tadı başka..

Can Yücel

-----------------------------

Bir şeye sırf kulaktan duydunuz diye körü körüne inanmayın, birkaç kuşaktan beri itibar görüyorlar diye, geleneklerin de doğru olduğuna inanmayın. Sırf hocalarınızın ya da rahiplerin otoritesine dayanıyor diye hiçbir şeye inanmayın. Ancak bizzat hissettiğiniz, denediğiniz ve doğru olarak kabul ettiğiniz, kendinizin ve başkalarının hayrına olan şeylere inanın ve tutumunuzu onlara uydurun.
Buddha

-------------------------

Her insan kendine özgüdür ve kendine özgülüğünden ötürü yaşamda bir rol oynamak gücüyle donatılmıştır; yeter ki, kendine özgülüğünden tat alsın..
Franz Kafka

---------------------------

Yıllar boyunca herkesin ahlakına göre
yaşamayı istedim..kendimi herkes gibi yaşamaya,
herkese benzemeye zorladım..
kendimi ayrı düşmüş hissettiğim zaman bile

tünleşmek için böyle davranmak
gerektiğini söyledim,
ama bütün bunların sonunda felaket geldi..

şimdi kalıntılar arasında dolaşıyorum,kuralsızım,tereddütler içindeyim,
yalnızım ve bunu kabullenerek tek oluşuma
ve kusurlarıma boyun eğdim.
tüm yaşamımı bir nevi yalan içinde
yaşadıktan sonra bir doğru
yaratmak zorundayım..'

Defterler III / Carnets - Camus

-----------------------------

Her an gülümse,boşver ne düşündüğünü bilmesinler.
Ve her şeye rağmen patlat bir kahkaha,
Bırak neden güldüğünü merak etsinler!

* Gabriel García Márquez

---------------------------

Değil mi ki çiğnenmiş inancın en seçkini
Değil mi ki yoksullar mutluluktan habersiz
Ezilmiş hor görülmüş el emeği göz nuru
Ödlekler geçmiş başa derken mertlik b
ozulmuş.


Değil mi ki korkudan dili bağlı sanatın
Değil mi ki çılgınlık sahip çıkmış düzene
Doğruya doğru derken eğriye çıkmış adın
Değil mi ki kötüler kadı olmuş Yemen’e


Vazgeçtim bu dünyadan
Dünyamdan geçtim ama
Seni yalnız komak var
O koyuyor adama...
(Shakespeare)

-------------

* Soğuk bir kiş sabahı çok sayıda kirpi donmamak için hep birlikte ısınmak üzere bir araya toplanır. Ama kısa süre sonra oklarının birbirleri üzerindeki etkile
rini görüp yeniden ayrılırlar. Isınma gereksinimi onları bir kez daha bir araya getirdiğinde okları yine kendilerine engel olur ve iki kötü arasında gidip gelirler, ta ki birbirlerine katlanabilecekleri uygun mesafeyi bulana kadar. Bunun gibi, insanların hayatlarının boşluğundan ve tekdüzeliğinden kaynaklanan toplum gereksinimi onları bir araya getirir, ama nahoş ve tiksinti verici özellikleri onları bir kez daha birbirinden ayırır.
Bob Row

-------------------

Bir başbakan sahneye çıkıp soytarılık yapsa yarım dakika beceremez,
foyası ortaya çıkar. Ama bir soytarı, kimseye hissettirmeden yıllarca
başbakan koltuğunda oturabilir.
...
Peter Alexander Ustinov (1921-2004)
İngiliz aktör ve yazar

----------------------

nsanın dünya ile birleşme ve aynı zamanda bir kimlik bütünlüğü ve bireysellik (bölünmez varlık)duygusu edinme ihtiyacını karşılayan bir tek tutku vardır ve bu
da sevgidir. Sevgi, kişinin kendisi dışında birisi ya da bir şey ile kendi ayrılığını ve bütünlüğünü koruma koşuluna uyarak bütünleşmesidir. Sevgi insanın kendi iç faaliyetinin tümüyle ortaya çıkmasına izin veren bir paylaşma ve bir duygudüşünce alışverişi tecrübesidir. Sevginin yaşanması, yanılsamalara olan ihtiyacı ortadan kaldırır.

Öteki kişinin görüntüsünü ya da kendiminkini şişirmeye hiç gerek yoktur, çünkü etkin bir paylaşma ve sevme eylemi benim bireyselleşmiş varlığımı aşmama ve aynı zamanda kendimi, sevme eylemini oluşturan etkin güçlerin sahibi olarak hissetmeme izin verir. Önemli olan belli bir sevginin niteliğidir, nesnesi değil. Sevgi, yurttaşlarımızla insanî dayanışma deneyiminde, kadınla erkeğin cinsel sevgisinde, annenin çocuğu için duyduğu sevgide ve aynı zamanda insanın kendisine bir insan olarak duyduğu sevgide, bir de mistik birlik deneyiminde ortaya çıkar. Sevme eyleminde ben herkesle bütünüm, ama yine de ben kendimim; kendine özgü, ayrı, sınırlı, ölümlü bir insanoğlu. Gerçekten de sevgi, ayrılık ve birlik tezatının kendisinden doğar.
Fromm

--------------------

nsanların ne düşünecek vakitleri var, ne seçecek cesaretleri. Ama koşturup durmak.. insanlığın büyük çoğunluğu gibi acından ölmedikleri zaman, yaşamlarını kazanmak.. zorundalar.
Hayat harika bir şey.. Yeter ki yaşamamıza izin versinler. Toplum ya da onu çekip çeviren azınlık başkaları için öyle her şeyin basit olmasına izin vermiyor Tuhaf; ama ona kendi düşüncelerini hangi düzeyde benimsetebiliyorsun. Yaşamı karmaşıklaştırdı ve olumsuz olan her şey için bir haklılık payı buluyor ve her türlü değişiklik arzusunu karalamaya çalışıyor. Sözde ilerlemenin tersine, onu ütopik olmakla suçluyor.. Onlara göre, savaş kaçınılmazdır; çünkü o her zaman var oldu.. Ve kanıtı, 2. Dünya Savaşı'ndan bu yana, 30 milyondan fazla insanın ölmesine yol açan 130 savaş söz konusu. Çevrenin yıkımı ve bunun gibi şeyler söz konusu. Aynı zamanda korkuyu kurumsallaştırdılar. Senin bir işin var, senin işin yok türünden. Ve insanların ne düşünecek vakitleri var, ne seçecek cesaretleri. Ama koşturup durmak.. insanlığın büyük çoğunluğu gibi acından ölmedikleri zaman, yaşamlarını kazanmak.. zorundalar. Bu da meydanı, dünyanın efendilerine bırakmak anlamına geliyor.. En üzücü yanı ne, biliyor musun? Uşaklarını özgür olduklarına ve onlar için belirledikleri hedefin kendi seçimleri olduğuna inandırıyorlar. Ve bunu medya aracılığıyla yapıyorlar.. Ve zaman zaman ortak çıkar ilerleme, adalet gibisinden demokrasiyle çeşnilendirilmiş birtakım sözleri slogan olarak kullanıyorlar.. Bu kimselerin, bir oyunun kurbanı olduklarını anlamalarını sağlamak gerekiyor.. Onlar toplumun bir parçası, onlar toplum, onlar çoğunluk; ama her şey bir azınlığın gereksinimlerini karşılamaya yönelik olarak planlanmış..
Hayat harika bir şey.. Yeter ki yaşamamıza izin versinler. Toplum ya da onu çekip çeviren azınlık başkaları için öyle her şeyin basit olmasına izin vermiyor Tuh
af; ama ona kendi düşüncelerini hangi düzeyde benimsetebiliyorsun. Yaşamı karmaşıklaştırdı ve olumsuz olan her şey için bir haklılık payı buluyor ve her türlü değişiklik arzusunu karalamaya çalışıyor. Sözde ilerlemenin tersine, onu ütopik olmakla suçluyor..

Onlara göre, savaş kaçınılmazdır; çünkü o her zaman var oldu.. Ve kanıtı, 2. Dünya Savaşı'ndan bu yana, 30 milyondan fazla insanın ölmesine yol açan 130 savaş söz konusu. Çevrenin yıkımı ve bunun gibi şeyler söz konusu. Aynı zamanda korkuyu kurumsallaştırdılar. Senin bir işin var, senin işin yok türünden. Ve insanların ne düşünecek vakitleri var, ne seçecek cesaretleri. Ama koşturup durmak.. insanlığın büyük çoğunluğu gibi acından ölmedikleri zaman, yaşamlarını kazanmak.. zorundalar. Bu da meydanı, dünyanın efendilerine bırakmak anlamına geliyor..

En üzücü yanı ne, biliyor musun? Uşaklarını özgür olduklarına ve onlar için belirledikleri hedefin kendi seçimleri olduğuna inandırıyorlar. Ve bunu medya aracılığıyla yapıyorlar.. Ve zaman zaman ortak çıkar ilerleme, adalet gibisinden demokrasiyle çeşnilendirilmiş birtakım sözleri slogan olarak kullanıyorlar..

Bu kimselerin, bir oyunun kurbanı olduklarını anlamalarını sağlamak gerekiyor.. Onlar toplumun bir parçası, onlar toplum, onlar çoğunluk; ama her şey bir azınlığın gereksinimlerini karşılamaya yönelik olarak planlanmış.. Dragan Babic

---------------

Gürültü patırtının ortasında sükûnetle dolaş, sükûnette huzur bulunduğunu unutma. Başka türlü davranmak açıkça gerekmedikçe herkesle dost olmaya çalış. Sana bir
kötülük yapıldığında verebileceğin en iyi karşılık unutmak olsun. Bağışla ve unut. Ama kimseye teslim olma.

İçten ol; telaşsız, kısa ve açık seçik konuş. Başkalarına da kulak ver. Aptal ve cahil oldukları zaman bile dinle onları; çünkü, dünyada herkesin bir öyküsü vardır. Yalnız planlarının değil, başarılarının da tadını çıkarmaya çalış. İşinle ne kadar küçük olursa olsun ilgilen; hayattaki tek dayanağın odur. Seveceğin bir işi seçersen yaşamında bir an bile çalışmış ve yorulmuş olmazsın. İşini öyle seveceksin ki, başarıların bedenini ve yüreğini güçlendirirken, verdiklerinle de yepyeni hayatlar başlatmış olacaksın.

Olduğun gibi görün ve göründüğün gibi ol. Sevmediğin zaman sever gibi yapma. Çevrene önerilerde bulun ama hükmetme. İnsanları yargılarsan onları sevmeye zamanın kalmaz. Ve unutma ki: insanlığın yüzyıllardır öğrendikleri sonsuz uzunluktaki bir kumsalda tek bir kum taneciğinden fazla değildir.

Aşka burun kıvırma sakın; o çöl ortasındaki yemyeşil bir bahçedir. O bahçeye lâyık bir bahçıvan olmak için her bitkinin sürekli bakıma ihtiyacı olduğunu unutma.

Kaybetmeyi ahlâksız bir kazanca tercih et. İlkinin acısı bir an, ötekinin vicdan azabı bir ömür boyu sürer. Bazı idealler o kadar değerlidir ki, o yolda mağlûp olman bile zafer sayılır. Bu dünyada bırakacağın en büyük miras dürüstlüktür.

Yılların geçmesine öfkelenme; gençliğe yakışan şeyleri gülümseyerek teslim et geçmişe. Yapamayacağın şeylerin yapabileceklerini engellemesine izin verme. Rüzgârın yönünü değiştiremediğin zaman, yelkenlerini rüzgâra göre ayarla. Çünkü dünya, karşılaştığın fırtınalarla değil, gemiyi limana getirip getiremediğinle ilgilenir...

Ara sıra isyana yönelecek olsan da hatırla ki, evreni yargılamak imkânsızdır. Onun için kavgalarını sürdürürken bile kendi kendinle barış içinde ol.

Hatırlar mısın doğduğun zamanları? Sen ağlarken herkes sevinçle gülüşüyordu. Öyle bir ömür geçir ki, herkes ağlasın öldüğünde, sen mutlulukla gülümse.

Sabırlı, sevecen, erdemli ol. Eninde sonunda bütün servetin sensin. Görmeye çalış ki, bütün pisliğine ve kalleşliğine rağmen dünya yine de güzel ve yaşanmaya değer bir yerdir...

Xsentius (M.Ö. 9.Yüzyıl), Bir Tapınak Yazıtı

-----------

Anlamamız gerekiyor ki kötülük kendi seviyesinde gerçektir ve insanın kötü durumla kendisi kadar gerçek birşey olarak yüzleşmesini sağlamak için mevcuttur. Yani bir yanda dengeye, uyuma ve mutluluğa giden düz yol ile diğer yanda dengesizliğe, eşitsizliğe ve sefalete giden eğri yol arasında seçim yapmak için kendi doğası tarafından zorlanmak için mevcuttur.
Saf Varlık açısından bakılacak olursa iyilikten başka hiçbir şey yoktur. Fakat varoluş göz önünde bulundurulduğunda, “iyi” tanımı gereği “kötü” ile birlikte vardır. İnsan varlıkları Saf Varlık’la birlikte yaşamıyor ve iyilik ile kötülük arasında seçim yapma zorunluluğuyla karşılaşıyor. İnsanlar evrene diğer var olan şeyler bağlamında yerleştirilmiştir ve iyiyi ve daha iyiyi ve kötüyü ve daha kötüyü seçmeye mecbur kalmaktadır. İyilerin ve kötülerin tamamı Tanrı’yı Saf İyi olarak tezahür ettirdiği halde, şeylerin doğasının oluşturduğu ölçütlerle ilişkili olarak ve Tanrı’nın isteği üzerine, insan
varlıkları seviyesinde birbirlerine eşit kabul edilemezler. Dolayısıyla kendi durumumuzda iyiliğin ve kötülüğün gerçekliğinden kaçamayız.
İnsanların mutlak mutlulukla ilgili olarak yüksek ile alçak arasındaki farkı anlayabilmesi için kavrayışa ihtiyacı vardır.
Kavrayış, Tanrı’nın imanlı insanın gören gözüne verdiği ilahi bir ışıktır; tıpkı bakan göze ait olan ışık gibi. Bir insan bu kavrayışa sahip olduğunda, tıpkı duyuya hitap eden nesnelerin göze görünmesini sağlayan güneş ışığı gibi belli eder kendini. Güneşin ışığı ortaya çıktığında, görüşümüz nesneleri birbirinden ayırır. Büyüğü küçükten, güzeli çirkinden, beyazı siyahtan, kırmızıdan, sarıdan, hareketliyi sabitten, uzağı yakından, yükseği alçaktan ayırır. Aynı şekilde, kavrayışın ışığı imanla birlikte övülebilir olanı ayıplanabilir olandan, bir sonraki seviyeye ait olan mutluluk hareketlerini sefalet hareketlerinden ayırır.
Kavrayışın ışığı doğrudan Tanrı’dan, yani kaynaktan gelmektedir. Sadece övülebilir olanı değil, aynı zamanda kınanabilir olanı da görebilmemizin nedeni budur.
William Chittick - “The Sufi Path of Knowledge”

------------

Ve yazılmayan çokça ancak bir Kızılderili meseli belki bir kaç buraya eklemeyi düşünüyorum, umarım bu notumu tekrar görürüm;

BEN FIRTINA KUŞUNUN RUHUYUM
BENİMLE UÇACAK
KASIRGANIN KENDİSİYİM BEN
DALGANIN TA KENDİSİ
DALGACININ TA KENDİSİ

0 yorum:

Yorum Gönder